Kadınlar Günahtır
Kadın, günah. Dindarı için de laik olanı için de. Bütün kitaplarda sıralanmış ana günahların hepsinin üstündeki bulut. Baş günah.
Kadın, günah. Dindarı için de laik olanı için de. Bütün kitaplarda sıralanmış ana günahların hepsinin üstündeki bulut. Baş günah.
Barış istiyorsak, hak ettiğimiz hayatı zalimlerden koparıp almak istiyorsak Osman’ı bu utanç verici mahkûmiyetten kurtarmak zorundayız. Yoksa topluca müebbet zulme çarptırılacağız.
Körlük konusunda pazardaki kadından çok mu farklı sözgelimi M. Yavaş’ın yakın geçmişindeki kan kızılı faşizan dilini hatırlatanları AKP’li, oyunbozan olarak işaret etmeleri?
Siz hayatınızın pamuk ipliğine bağlı olduğu, canınızın tedavülde beş para etmediği böyle bir dünyada yaşamaya var mısınız? Katledilmiş evladınızın hesabını sormaya korkarak susmak, susturulmak sizin devletinizle ilişkinizi nasıl etkiler?
Aysel Tuğluk, unutuyor. Hafızası bunca acıyı taşıyamayıp usulca siliyor. Biz onun yerine de hatırlayalım. Aysel Tuğluk’u unutmayalım.
Onun sesi, onlarca yıldır cezasız kalmış katliamlarda hayatını kaybedenlerin sesi. Bu güç karşısında, yok edilen Kürt hayatlarını hâlâ hesabı sorulabilir bulmayan, gücün karşısında eğilip bükülen “Hukuk” en büyük sınavını belki de Emine Şenyaşar’ın bir türlü susturulamayan sesi karşısında verecek.
Kullandığı dil çoktan aşılmıştır. Kendi partisi için milat olan, Kürt halkı için de önemli bir dönüm noktası olacaksa, bu CHP’nin kesin tutumuna bağlıdır. “Demokrasiyi bir tesis edelim, sonra Kürtlere bakarız” kafasıyla yol alınamaz.
Kendi hükümetinin saldırganlığını hazmedip başka diktatörlere saydırmanın hoppa körlüğü de umarım memleketimizin ibret defterinde yerini alıp gerçeğe yaklaştıran bir ayna olur.
Çünkü masa etrafındakiler, liyakat mesailerinde kol kola iş tutmuş, birbirlerinden el alıp el vermiş, aynı sülaleden küçük hırs yumaklarıydı. Zaten aynı siyasi oluşumlardan geliyor, aynı davalara yumruk taşıyor, aynı hesapları paylaşıyorlardı.
Hafıza zafiyetimize inanan Meral Hanım, muhalefet özürlü CHP’nin yardımıyla yine sahneye, bu kez demokrasi mücahidesi olarak çıktı.
O, bir gönül beraberliği peşindedir. Safdilliği o derece derindir ki bunu başardığında herkesin ağzı açık kalmıştır. İnsana olan inancını hiç kaybetmemiş bir düşçüdür sonuçta. Taşkın bir şefkati vardır. Diken üstünde yaşar.