Gazeteci Ayşegül Doğan ile Yazar Yıldırım Türker’in hazırladığı, unutulması istenen başlıkları hatırlatan program; hayatın içinde, gölgede bırakılanlara, itirazı olanlara, sahici tanıklıklara ses oluyor.
“Buradaki sömürü hastanelerden daha ileri, 7 aile hekiminden 1’i Covid geçirdi. Ne koruma eğitimi, ne koruyucu tedbir, ne de düzgün çalışma imkanı var. Hasta muayene etmekten çekinmedim ama korktum tabii, çok korktum ben de.”
“Bir ömre kaç hayat sığar? Katliamlardan geçip Meclise kadar uzanan hayatının her anında muktedirlere kabus oldu. Bir ömre onca hayat sığdıran Ertuğrul Kürkçü, yaşadığı tarihin dönüştürücü tanıklarından oldu.”
“Ertuğrul Kürkçü, bu topraklarda kendine ve insanlığa vermiş olduğu yeminin peşinde hiç tökezlemeden, sürekli yenilenerek ama hayatın hiçbir tuzağına yakalanmayıp, kimselere ‘benzemeyerek’ bu yaşına gelmiş nadir insanlardandır.”
“Hiçbir tedbir alınmadan, hiçbir çözüm üretilmeden iş yerlerimizi kapattılar. Sesimizi duyuramadık, herkes betondan duvar.”
Genç müzisyenler arasında yorumculuğuyla sivrilen Ceylan Ertem bu dünyayla aşık kavgasına tutuşmuş bir sanatçı. Birkaç yıl önce Cumartesi Anneleri’ne Ahmet Kaya’nın ‘Beni Bul’ şarkısıyla el uzatan, itirazlarını hiç saklamadan haykıran bir kadın.
“Bir insanı kayıp etmek, işkence tarihinde varılan son nokta. Zulmün en katmerlisi. Kayıp edilenin dünyayla bütün bağlarını koparmak, en ufak bir umut kırıntısına yer bırakmamak.”
“Tuğrul Eryılmaz’ın öncelikli düsturu, otoritenin her türüne kuşkuyla yaklaşmaktır. Sadece gazeteci olarak değil. Bütün varoluşunu güçlü olanın karşısında saygısızca dikilmek üstüne kurmuştur.”
Hayatta herkesi aynı merakla ciddiye alan, herkesle itişecek gücü her an kendinde bulan bir başka insan.
“Cinsiyetçi şiddeti geriye dönük anımsamalarla fark ettim. Annem politik bir kadındı. İlk farkındalığım babamın öyküleriyle olmuştu...”
Mutlu bir tesadüfle başlayan ve 40 yıla yayılan insan hakları mücadelesinin hikayesi… Adli tıp uzmanı, akademisyen, hekim, güçlü bir kadının portresi.
