KEREM
TEKOĞLU

Şeva Reş:
Qamişlo’da Kara Gece

12 ARALIK 2022

“Necla, Hüseyin Aslan’la devrim nikahıyla evlenmişti. Katliam yaşandığında Necla 8 aylık hamileydi. Saldırı sırasında Hüseyin Necla’yı ve karnındaki bebeğini kurşunlardan korumak için Necla’nın üzerine kapaklanıyor. Necla’nın ölmediği ve hamile olduğu anlaşılınca bacaklarının arasına sıkılan tek kurşunla katlediliyor.”

Söyleşi: Bircan Değirmenci

Sözler 1980 öncesi örgütlenen bağımsız, birleşik, demokratik Kürdistan’ı savunan Kawa Hareketi’ne yönelik yapılan operasyonda öldürülen Necla Baksi’nin ablası Selva’ya ait.

42 yıl önce bugün 12 Aralık 1980. Türkiye’de askeri cuntanın yönetimi devralmasının üzerinden sadece üç ay geçmiş. Suriye’nin Qamişlo kentinde yağmurlu bir gece vakti. Ev sahibi Ramazan Kabreş’in evi kalabalık. Kawa Hareketi’nin üst düzey kadrosu yedi kişiyi evinde ağırlıyor. Kendisiyle birlikte aile fertleri ise dokuz kişi. Bir anda evin kapısı kırılıyor ve içeri giren onlarca silahlı adam tarafından ne olduğunu anlayamadan kurşun yağmuruna tutuluyorlar. Aralarında Necla Baksi, Şapkalı kod adlı Hüseyin Aslan, Mehmet Emin Mutlu ve Müslüm Yıldız’ın da olduğu 16 kişi hayatını kaybederken, bedenine 16 kurşun alarak öldüğü sanılan Heybet Açıkgöz sağ kurtuluyor. Olay tarihte Qamişlo Katliamı ile birlikte Türkiye’deki askeri yönetimin Suriye istihbaratı ve yerel işbirlikçiler ortaklığıyla yaptığı ‘sınır ötesi operasyon’ olarak biliniyor. Sıkıyönetim dönemi olduğu için Türkiye’deki aileler cenazelere sahip çıkamıyor. Olay Türkiye basınında görmezden gelinirken, İsveç basınında yankı buluyor. Necla Baksi’nin ağabeyi Mahmut Baksi “Kürdistan Tahinde Kamışlı Katliamı” kitabında olayı anlatıyor. Yıllar sonra Soner Yalçın’ın “Binbaşı Ersever’in İtirafları” kitabında ise Ersever’in Aytekin Özen komutanlığında telleri aşarak Qamişlo’daki operasyonu yaptıklarına ilişkin ifadelerine yer veriliyor.

Belgesel filmler yapan yönetmen Keremo (Kerem Tekoğlu) bu katliamın izini sürmek, arşiv olarak kalıcılaştırmak için yola çıkıyor. Hayatını kaybedenlerin ailelerine, arkadaşlarına ve yakınlarına ulaşıyor. Almanya, İsveç, Nusaybin, Mardin, Ankara, Haymana, Diyarbakır ve Kırşehir’de 20’den fazla kişiye ulaşıp röportajlar yapıyor, bilgi ve belgelere ulaşıyor. Sonuç olarak ortaya Şeva Reş (Kara Gece) adında 55 dakikalık bir belgesel çıkıyor. Tekoğlu’nun belgeseli 9. Duhok Uluslararası Film Festivali’nde ilk gösterimini yaptı. Kırmızı halıda Kürt ulusal kıyafetinin içerisine giydiği İran’da öldürülen Mahsa Amini’nin fotoğrafının basılı olduğu tişörtle yürüyen Keremo ile film sonrası konuştuk.

Keremo, Qamışlo Katliamının çok bilinmediği ve bilenlerin de neredeyse unuttuğu için bu çalışmaya başlamış.

“İlk olarak 2016’da duydum bu olayı. Onunla ilgili çalışmalara başladım. Kürdistan tarihinde yüzlerce örneği olan katliam var. Bunların çoğunu kamuoyundan ya da yazılan kitaplardan biliyoruz ama bu nerdeyse unutulmuş, üzerine çok fazla yazılıp çizilmemiş. Sadece katliamdan sonra Mahmud Baksi’nin yazdığı bir kitap var. 80 öncesi bir hareket olan Kawa’nın içinde bulunanların dahi çok bilmediği bir şeydi.

Geliyê Zîlan (Zilan Katliamı), Dersim, Halepçe ve Enfal’i de çalıştım. Beni en çok etkileyen hikayelerden biri bu olayda 8 aylık hamile bir Kürt kadını katlediliyor. Eşi kendini onun üzerine atıyor ve tüm kurşunlar ona isabet ediyor. Çok tarifsiz bir acı bu.”

İsveç basın arşivine ulaşır

“O dönem bu hareket içinde yer alan aydın ve yazarlarla buluşmalar gerçekleştirdik. Yavaş yavaş belgelere ulaştım. Hem Necla Baksi’nin hem diğer kişilerin aileleriyle irtibat sağladım. Özellikle İsveç’teki gazetelerde çok ciddi yazılar ve haberler yapılmış. Bu yüzden İsveç’e gittim, olaydan sağ kurtulan Heybet Açıkgöz’le görüştüm. Açıkgöz uzun süre hastanede tedavi görüp cezaevi yattıktan sonra Avrupa’ya kaçırılıyor.”

Keremo, Necla Baksi’nin ses kayıtlarına ulaşır. Koma Sor adında bir müzik grubunun üyesi olan Baksi’nin şarkı söylediği kaseti bulur. “Konuştuğu ses kaseti ağabeyinin yanındaydı ama şarkı söylediği kaseti Fehmi Komasor adında birinden temin ettim.”

Keremo, Şapkalı kod adlı Hüseyin Aslan’ın ailesiyle görüşmek için Dersim’in Mazgirt ilçesine gider, lakin hiç kimseyi bulamaz. Yaptığı araştırmalar sonucunda Kırşehir’de emekli öğretmen olan İmam Aslan adında bir ağabeyinin olduğunu öğrenir.

“Hemen Kırşehir’e gidip İmam Aslan’la tanıştım. İmam olaydan birkaç ay sonra Hüseyin’in mezarını bulmak için Nusaybin’e gitmiş, fakat mezarı bulamamış, “Alevi inancımıza göre her yer Allah’ın toprağıdır.” diyerek geri dönmüş. Zaten bulsa bile cenazeyi memlekete taşıyacak maddi gücü de yokmuş.

Mehmet Emin Mutlu’nun ailesinin araştırmaları sonucu Hüseyin Aslan’ın Nusaybin’de Mazilavdin Mezarlığı’nda gömülü olduğu ve nişane olarak da mezar başına bir delikli taşın konulduğu görülür. Aynı yerde Şükrü Sungur ve Muhammed Dursun’un da tek mezara gömüldüğü anlaşılır.

Mehmet Emin Mutlu ve Hasan Akbaba’nın cenazesi köylerinde kendilerine ait mezarlığa gömülürken Necla Baksi’nin cenazesi de ailesi tarafından alınarak Diyarbakır’daki Şehitlik Mezarlığı’na defnedilir. Müslüm Yıldız’ın da mezarı Nusaybin merkezdedir.

Üç yılda tamamlandı

Nusaybin, Mardin, Ankara, Kırşehir ve Haymana’da kurmacaları çekilen film üç yılda tamamlanır.

Senaryosu Tekoğlu’na ait olan belgeselin görüntü yönetmenliğini Seyda Goyan ve Mamo yapmış. Filmin müziği Nudem Hezex’e ait olan film 9. Uluslararası Duhok Film Festivali’nde izleyicinin beğenisine sunuldu.

15 belgesel, 2 kısa filmde imzası bulunan Tekoğlu, çeşitli radyo ve televizyonlarda programcılık yapmanın yanı sıra tiyatro dersleri de verdi. Kürd PEN üyesi araştırmacı yazar Kerem Tekoğlu’nun çocuk kitapları, şiir, roman ve öykülerden oluşan toplam 27 adet kitabı bulunuyor. Tekoğlu şimdilerde Halis Öztürk portresinden yola çıkarak Ağrı İsyanı ve Zilan katliamını araştırıyor.