ARAM DİLDAR
Bir Adres Hikayesi
Hikâye peşimi bırakmadı, sürekli aklımdaydı. O dönem hocanın ismini de unutmuşum. Sadece hikâye var aklımda. Sonra Diyarbakır’a geldim ve o dönem bizi ağırlayan, video çekim yapmamıza yardımcı olan kişilere ulaştım.
Söyleşi: Bircan Değirmenci
1970’li yılların ortaları. Diyarbakır’da çiçeği burnunda öğretmen olan Kenan Özhal’ın ataması Bağlar İlköğretim Okulu’na yapılır. Bir yıl burada görev yaptıktan sonra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden kendisine bir yazı gelir. “Atamanız sehven (yanlışlıkla) yapılmıştır. Asıl görev yeriniz Bağlar değil Bağıvar köyüdür” Kenan Öğretmen Bağıvar köyünün ismini ilk kez duymuştur. Aynı şekilde Milli Eğitim yetkilileri de köyün neresi olduğunu bilmiyordur. Milli Eğitim, Valiliğe yönlendirir. Valilik de “Evet, atama sehven yapılmıştır ama Bağıvar köyü neresidir, bilinmemektedir” Kenan Öğretmen haftalarca Milli Eğitim, Valilik, Emniyet arasında mekik dokur. Köyün ismi belli ama bilen, tanıyan yok. Bir süre sonra İlçe Milli Eğitim’den aranır.
-Müjde senin köyünü bulduk”
-Neresi?
-Bağıvar merkeze bağlı eski Kabê köyüymüş.
Yani Diyarbakır surlarından baktığınızda Kırklardağı’nın hemen yanı başında gözüken köy. Üstelik Kenan Özhal’ın pek çok akrabası da bu köyde oturuyor. Haftalardır burnunun dibindeki köyü arayıp durmuş meğer. Kenan Öğretmen köye gittiğinde köylüler onu sevinçle karşılar.
-Sen bizi büyük bir şeyden kurtardın. Lise çağına gelen çocuklarımız var ama okul olmadığı için gidemiyorlar.
-Peki okul binası?
-İşte o yok. Olsaydı iyiydi.
Köyü bulmuştur ama şimdi de okul için bina aramaya gelmiştir sıra. Köylüler öğretmene, “senin bu derdini çözse çözse Xalê Meheme (Mehmet Dayı) çözer. Onun iki odalı bir evi var” derler. Kenan Hoca soluğu Xalê Meheme’nin yanında alır.
-Ben Diyarbakır merkezden geliyorum. Burada da tanıdıklarım var. Okul binasına ihtiyacımız var.
Xale Meheme, teklife soğuk bakar.
-Vallahi hoca ortalığı karıştırma, başımıza iş açma!
-Ben ortalığı karıştırmıyorum. Senin iki odalı bir evin olduğunu duydum. Bize onu kiraya ver. Ben kapı kapı dolaşıp öğrenci toplarım. Her bir odada 20 kişiden toplam 40 öğrenci olur.
Bunun üzerine Xale Meheme öyle bir fiyat verir ki o dönem Ofis semtindeki en lüks dairelerin kirasıyla aynı fiyattır.
-Hoca, fiyatım budur, işine gelirse.
-Bak sen sıkıntı yaratırsan Milli Eğitime bildiririm. Ben uygun bir yer buldum ama kirası bu kadar derim. Paralı eğitim yasak. Adam başı elli kuruş toplayıp kirayı vereceğiz.
Xalê Meheme resmi makamlara şikayet sözünü duyunca ikna olur. Odalar kireçle boyanır. Bir tuvalet yaptırılır. Bir kavak ağacı dikilir. Kenan Hoca yazılı olarak başvurduğu Ziya Gökalp Lisesi’nden bir daktilo ve bayrak edinir. Bayrak makarayla bir direğe çekilince Xalê Meheme’nin evi resmi bina oluverir.
Yıllar sonra 2012 yılında İstanbul’dan Diyarbakır’a video çekimleri için bir ekip gelir. Aralarında Yönetmen Aram Dildar da vardır. Kenan Öğretmen eski bir Diyarbakırlı olarak ekibe kentin tarihi yerlerinin tanıtımı için rehberlik eder. Surların üzerinden Hevsel Bahçeleri, Kırklardağı ve Kabê köyünü gösterirken, “benim burayla ilgili hatıram var” diyerek, başından geçen bu köy arama hikâyesini anlatır. Konu Aram Dildar’ın ilgisini çeker ama o sıralar film yapma fikri yoktur. Fakat sonrasında bu hikâye hiç aklından çıkmaz.
“Sonuç olarak bir de dönem hikâyesi olduğundan ‘yapabilir miyim yapamaz mıyım’ diye aklımda kaldı. 2018’de’ ben bu hikâyeyi filme dönüştürmek istiyorum’ dedim. Hikâye peşimi bırakmadı, sürekli aklımdaydı. O dönem hocanın ismini de unutmuşum. Sadece hikâye var aklımda. Sonra Diyarbakır’a geldim ve o dönem bizi ağırlayan, video çekim yapmamıza yardımcı olan kişilere ulaştım. ‘Bize eşlik eden bir hoca vardı, o kimdi?’ diye sorduğumda ismini öğrendim, telefonunu buldum. O dönem ağır bir hastalığı nedeniyle Ankara’da hastanede yatıyordu. Telefonla konuştuk, bir yıl daha onu bekledim.” Daha sonra Diyarbakır’da buluşur Kenan Hoca ve Aram Dildar. Kenan Hoca hikâyeyi yeniden ve tüm detaylarıyla Dildar’a anlatır. Dildar dinlediği hikâyeyi senaryoya dönüştürür.
“Tabi benim yazdığımla hocanın anlattıkları arasında paralellik var ama dramaturjik olarak değişiklik yapmak zorunda kaldım.”
2019’ da filme yeteri kadar hazırlanamadığı için teknik sorunlarla karşılaştığından filmin çekimleri yarıda kalır. 2021’de Kültür için Alan’ın bir etkinliğine hikâyeyi gönderir ve burada ödüle layık görülünce filmin çekimi için fon verilir.
2021’ in sonbaharında Navnîşan (Adres) adını verdiği filmi çeker. Filmin kahramanı Diyarbakır yakınlarındaki Yeşilköy’ü aramaktadır. 6-7 aylık bir kurgu süreci ve yaklaşık 6 ay dağıtımı devam eder. Ortadoğu Sinema Akademisi’nin destek verdiği film Eylül ayı itibariyle de festivallerde kabul görmeye başlar. Diyarbakır Bezgin Bekir’de üç seans olarak gösterilen 15 dakikalık filme ilgi büyük oldu. Film Dildar’ın 5. Filmi.
“Türkiye’de toplam yerleşim yerlerinin üçte birinin ismi değiştirilmiş. Tamamıyla tüm coğrafya Türkçeleştiriliyor. Biz bu büyük meseleyi çok da dramatize etmeden durumun mantıksız ve absürtlüğünü anlatmaya çalıştık. Filmin belki de en çok sevilen tarafı o oldu.”
Marmara Üniversitesi Sinema TV mezunu olan, kısa ve uzun metrajlı hayata geçmeyi bekleyen yeni projelerinin olduğunu söyleyen Dildar’ın yolunun açık olması dileğiyle.
Yüzyıllık politika
Filme konu olan Türkiye'de yerleşim isimlerinin değiştirilmesi, 1913'ten günümüze hükümetlerin Türkçe olmayan yer isimlerine karşı devam ettirdiği bir politika. Osmanlı İmparatorluğu ve sonradan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki binlerce yer ismi bu politikayla resmi kayıtlardan silindi. Türkleştirme çabası sonucunda daha çok kullanılan tarihsel isimler terk edilerek yeni düzenlenmiş Türkçe isimlerle değiştirildi. Hükümetler bu tür isimlerin "yabancı veya bölücü" olduğu iddiasıyla isim değişikliklerini gerçekleştirdi. Değiştirilen isimler genellikle Kürtçe, Zazaca, Arapça, Bulgarca, Ermenice, Gürcüce, Lazca, Süryanice ve Yunancaydı.
Yer isimlerinin değiştirilmesi politikası Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında başladı ve Türkiye Cumhuriyeti'nde hızlanarak devam etti. Yer isimlerini değiştirmek için özel devlet komisyonları kuruldu. 12.211 köy ve kasaba ismi ile 4 bin dağ, ırmak ve diğer coğrafi yerler dahil olmak üzere 28 bin civarı yer adının değiştirildiği belirlendi. İsim değişikliklerinin çoğu, ülke genelinde azınlıkta kalan etnik grupların nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu bölgelerde gerçekleşti.
ARAM DİLDAR KİMDİR?
1990 Batman doğumlu olan Aram Dildar, çeşitli tiyatro topluluklarında oyunculuk yaptı. Marmara Üniversitesi, Radyo TV ve Sinema bölümünde eğitim aldı. “Press” filmiyle oyunculuk kariyerine giriş yapan Aram Dildar, takip eden yıllarda oyunculuğun yanı sıra yardımcı yönetmen ve yönetmenlik üzerine yoğunlaştı. Ulusal ve uluslararası pek çok televizyon kanalında program yönetmenliği ve yönetmen yardımcılığı yaptı.